Tuğrul’u FB’ye transfer olmadan once de hayranlıkla izlerdim. Yumuşak eli ile yaptığı forehand/backıand spinleri ile zamanının ilerisinde bir oyun oynardı. Cem Avunduk ile 2 kere Turkiye çiftler finali oynadılar, birincisini kazanıp şampiyon oldular. Ikincisinde ise aynı odada kaldıkları için şakalaşırken: birbirlerine gerçekten kızıp, maçta diğerini kötü duruma düşürecek topları rakiplere bilerek atarak yenilmelerini, sonrasında da benim ikisini tenha bir yere çekip bağırdığımı yüzümde bir tebessümmle hala hatırlarım…
Tuğrul, milli maçlarda da çok guzel oynardı. Takım olarak Turkiye şampiyonluğunu kazanmamızda da katkısı büyüktü. Zarif ve idealist kişiliğiyle takım sorunlarında da dik duruşuyla bana olan desteğini asla unutamam. Prensiplerinden asla taviz vermedi. Sporu bıraktıktan sonra da çeşitli kurumlarda yonetici olarak başarısını sürdürdü. Fenerium’ da da çok basarılı çalısmaları oldu. Maalesef erken denebilecek bir yaşta onu amansız hastalıktan kaybettik. Nur içinde yat güzel kardeşim…