İstanbul’da yaşadığım çok sıkıntılı ve zor günlerden sonra 1997 yılında Ayvalık- Altınova’daki annemin yazlığına gittim. Çok zor seneler geçirmiştim biraz dinlenmek istedim. Vakit geçirmek için çiçek çiftliği açtım. 7 dönüm arazi üzerine çok güzel bir çiftlik idi.
Zamanla pekin ördeği, kuzular ve köpek aldım. Komşumun çok güzel bir atı vardı oda zaman zaman çiftliğe geliyordu, çiçekler hayvanlar biraz kendime gelmeye başladım. Çiftliği kurar kurmaz çalışacak birini aramaya başladım.
Köyde kimse çalışmak istemiyordu. Bana sadece Deli İbrahim çalışır, ondan başkası çalışmaz dediler. Deli İbrahim çiftliğe geldi ve konuşmaya başladık, herkes deli diyordu ama çok akıllı bir idi.
Bana çalışma şartlarını söyledi, bana karışmayacaksın, istediğim saatte gelirim istediğim saatte giderim dedi. Birde ben çok içerim ona da karışmayacaksın. Bütün şartlarını kabul ettim. Bana Deli den başka kimse çalışmaz demişlerdi, mecburdum.
Ben hayatımda deli kadar akıllı, çalışkan, dürüst bir insan görmedim. Gece gündüz çalışıyor, çiftlikteki bütün hayvanlar onu çok seviyordu.
İnanın bana çiçekler bile Deli’yi çok seviyorlardı.
Ben Deli’yi anlamaya çalışıyordum. İbrahim sen nasıl delirdin diye sordum.? Çok şaşırdı ve bir bira alıp anlatmaya başladı. Gözleri dolmuştu, ilk defa biri bu soruyu sormuştu ona. Cem bey çok sevdiğim bir arkadaşımı dolandırdılar, kimse ilgilenmedi ben dolandırıcıları dövdüm parayı alıp arkadaşıma verdim. Patronumun deposundan buğdaylar çalındı. Ben hırsızları yakaladım, dövdüm ve buğdayları depoya geri koydurttum. Bunun gibi çok olay anlattı.
Bunları dinlerken içimden keşke her köyde bir deli olsa dedim.
Bir gün çiftliğe geldim bir baktım delinin suratından düşen bin parça, ne oldu dedim. Ben işten ayrılıyorum senin ile vedalaşmaya geldim dedi. Nasıl olur dedim sen buranın her şeyisin sen gidersen bende burayı kapatırım dedim. Ben bu köyün delisiyim. İstanbul gibi bir yeri bırakıp burada çiçekçilik yaptığın için sana da deli diyorlar.
’Bir köyde iki deli olmaz’’dedi.
Ben deli değilim sadece burayı çok sevdim burada yaşamak istiyorum dedim. Bana deli diyenler ile konuşmak istiyorum dedim. Deli ile birlikte köyün kahvesine gittik.
Ben kahveye girip bütün çaylar benden deyip, delinin yanında oturup deli olmadığımı bir saat süren bir konuşma ile anlattım. Hepsi benim deli olmadığıma ikna oldular.
Deli köyün tek delisi olduğuna ikna olduktan sonra beraber çiftliğe döndük.
Her gün yemek yemeye köye gidiyordum. Ben karşılaştığım her kese selam veririm. Bir gün karşıdan yaşlı bir amca yolun tam ortasından yürüyerek geliyordu. Çok şık giyimli ve kaliteli bir insan olduğu ilk bakışta anlaşılıyordu. Kendisine selam verdim ve amcacım yolun ortasından yürümeyin.
Allah korusun araba çarpar dedim. Gülerek ‘’Bana kimse çarpamaz, bu yolları ben yaptım’’ dedi.
Bu yolları ben yaptım hayatımda ilk defa duyduğum bir söz idi, çok enteresan geldi bana. Ertesi gün gene karşılaştık, ben gülerek amcacım dikkat edin yolun ortasından yürümeyin dedim. Bana gene gülerek, bu yolları ben yaptım bana kimse çarpamaz dedi.
Bir gün yolda yürüyorum bir baktım amca tarihi bir zeytinyağı fabrikasının önünden bana el sallıyor ve beni çağırıyor. Hemen gittim, bana çay ısmarladı ve sordu oğlum sen kimsin burada ne yapıyorsun, herkes senden bahsediyor dedi. Ben de kendimden biraz bahsettim. Ama asıl ben onu çok merak ediyordum. Kimdi ve bu yolları ben yaptım diyerek ne demek istemişti, bunu anlamak için ben sordum. Şükrü amca yolun ortasından yürüyorsun, bu yolları ben yaptım bana kimse çarpamaz diyorsun bunu bana biraz anlatır mısın lütfen.
Benim yolda karşılaştığım amca Rahmetli Şükrü Şensal, Altınova’nın ilk belediye başkanı imiş ve gerçekten o yollar onun belediye başkanlığı zamanında yapılmış.
Zamanla Şükrü amca benim en iyi dostum oldu. Her gün zeytinyağı fabrikasına gidiyorum, gitmediğim günler kahyasını gönderiyor beni çağırıyordu. Tarihi bir zeytinyağı fabrikası, ilk günkü gibi koruyor. Bana zeytinciliği ve sıkma işlerini anlatıyordu. Ruhu Şad Olsun
Rahmetli oğlu Ziya Şensal ile de orada tanıştım. Ziya abi de Ayvalık Ticaret Odası başkanı idi. Ziya abi çok kaliteli bir insandı, bana Ayvalık ile bilgiler veriyordu, çok güzel bir dostluğumuz oldu. Ruhu şad olsun. Fabrikanın idaresini şimdi Ziya abinin oğlu Aydın Şensal yapıyor. Fabrikanın tarihi dokusunu bozmadan teknolojik yenilikler yaparak çok güzelleştirdi. Aktepe Sızma Zeytinyağı, ben 25 senedir yağlarımı oradan alıyorum.
Fabrikada Ziya abinin kayınbiraderi Rahmi Gençer ile tanıştım. Rahmi benim ile yaşıt olduğu için daha çabuk kaynaştık ve çok güzel bir dostluğumuz oldu. Rahmi sahilde villalar yapıp satıyordu. Bir gün çiftliğe geldi ve yüzlerce bitki ayırdı ve saat 16.00 da gelip alacağım dedi. Ben İş hayatımda o kadar sözünde durmayan insan görmüştüm ki inanmadım. Deli yanıma geldi, Rahmi bey alıcam dedi ise gelir alır, ‘’Onun sözü senettir’’ dedi. Saat 16.00 da traktörler ve adamları ile Rahmi geldi. Ödemeyi nakit yaptı ve ayırdığı bütün bitkileri alıp gitti. Aldığı bitkiler çiftliğin nerede ise yarısı idi.
Rahmi ile her gün görüşmeye başladık, her konu da anlaşıyorduk. Rahmi Gençer gerçekten hayatımda gördüğüm en kaliteli, dürüst ve asil insanlardan biridir. Ayvalık Ticaret Odası Başkanlığı, Ayvalık Spor Kulübünün başkanlığını ve Ayvalık Belediye Başkanlığını yaptı. Ayvalık’a hizmet etmeye devam edeceğine inanıyorum.
Çok kısa bir sürede Ayvalık’da herkesi tanımıştım. Ayvalık’ı ve Ayvalık’lıları gerçekten çok sevdim.
Bu yazı yazmakta olduğum ”Yaşadığım Mucize” Kitabından bir bölümdür.
Yorumlar
Aydın Şensal : Bu güzel bir o kadar da samimi anılara şahit olduğum için her okuduğumda hem tebessüm ediyor hemde duygulanıyorum.
Rahmi Gençer : Şahane
Arif Şedele : Çok güzel bir yazı dostum
Aydemir Cengiz : Çok güzel günlermiş. Daha nice güzel günlere. SELAMLAR SEVGİLER



Davit Kumru : Çok güzel anılar ve çok güzel bir uslubla anlatılmış . KİTABINI BEKLEMECE . Yazmaya devam sevgili Arkadaşım .
Handan Senan : Cem Avunduk AVUNDUK AILESİNIN Mucizelerine inanırım ve Sevgili Nil AVUNDUK bana mucize kapılarını açan içime yolculuk yapmayı öğreten değerli bir insandır. Abla kardeş hep iyi olun iyi ki varsınız
Doğan İmre : İyi insanları , güzel günleri ve güzel anıları çok hoş bir üslupla anlatmışsın . Severek okudum. Devamını okumak için kitabını bekliyorum..
Gamze İnanöz Çelik : Keyifle okudum ,kitabi bekliyoruz.
Çetin Hueten : Hoş yazı, güzel anılar ! Yaşa Cem ! Kitabı bekliyoruz !
Ferda Yaman : Kitabı sabırsızlıkla bekliyorum Kolay gelsin.
Sema Tunç : Kitabı Bekliyoruz.
Phyllis Soleau : Çok güzel Cemciğim. Kalemine sağlık.
Fasih Olgun : Tebrikler Cem.
Cüneyt Haskan : Çok sade bir dil ile yazılmış, güzel bir hikaye. Filmi bile yapılır. Kitabını bekliyorum.
Selmin Tuncel : Yüreğine kalemine sağlık hocam
Fatma Dilek İrgen Ajun : Ne güzel yazmışsın , kitabını merakla bekliyorum. Tebrikler Cem
Zeki Bulut : Ayvalık anılarını okudum. Kitabı bekliyorum.
Emel Zengin : Çok samimi , kendin gibi içi dışı bir. Çıkınca okuruz canım.